Sayın İsmet HERGÜNŞEN yazdı
Bu yılın şubat ayında ülkemiz art arda yaşanan iki depremle sarsılırken, bu kez de Afrika’nın kuzeyinden iki kara haber geldi.
Biri Libya’da yaşanan sel felaketi.
Ülkenin doğusundaki kentlerde yaşanan olumsuzluktan ölü ve kayıpların 20 bin, evsiz kalanların 30 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir.
En büyük tahribatı gören Derne kentinin Türk siyasi tarihindeki yerini de anımsamakta fayda var.
16 Ekim 1911 ile 18 Ekim1912 tarihleri arasında İtalyan Krallığı ile Osmanlı Devleti arasında Derne Muharebeleri yapılmıştır.
Lozan’ın bir semti olan Uşi’de imzalanan antlaşmayla Osmanlı Devleti Libya’daki hak ve menfaatlerinden İtalya adına feragat etmiştir.
Kimi çevrelerce Uşi Antlaşması, İstiklal Harbi sonrasında imzalanan Lozan Antlaşması ile karıştırılarak, Türk Tarihi çarpıtılmaktadır.
Muharebelere gönüllü olarak katılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ilerleyen yıllarda her türlü zorluğa rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuşlardır.
Diğeri de 50 bin evin tamamen ve kısmen yıkıldığı Fas'ta meydana gelen 7 büyüklüğündeki deprem.
Marakeş merkezli depremde ölü ve yaralı sayısının 10 bini bulacağı ifade edilmektedir.
Alışılmış olduğu üzere, yaşanan doğal afetlerde yine aynı görüntüler vardı.
Hayatını kaybeden ve yaralananlar, yıkılan ve zarar gören evler ve kamu binaları, çatlayan yol ve pistler ile yangınlar.
Kaybolup giden kazanımlar.
Fas’ın yardım talep ettiği ülkeler arasında ülkemizin yer almamasını Türk makamları mutlaka değerlendirmelidir.
Libya’dan gelen talebe istinaden deniz ve hava yolu köprüsü kurulmuştur.
Türk Deniz Kuvvetleri’nden üç amfibi gemi ile AFAD, AKUT, Sağlık Bakanlığı, Türk Sahil Güvenliği ve İtfaiye personeli360 kişilik ekiple sahada varlık göstermektedir.
Doğal afetlere giden süreçte en önemli husus yaşamın idame edildiği konut ve tesislerin sağlam ve güvenilir olmasıdır.
Japonya’da yaşanan onca doğal afetten sonra çıkartılan en büyük ders konut inşaatına verilen önemdir.
“Bizler oturmak için değil yaşamak için konut yapıyoruz” sözü Japonlar için temel ilke olmuştur.
Ülkemizin bugünlerde çektiği sıkıntıların başında devletin koymuş olduğu kuralların tam olarak uygulanmaması, yeterli denetim mekanizmasının oluşturulmaması ve planlı bir hazırlık sürecinden geçilmemesidir.
Fas ve Libya’da yaşanan üzüntü verici olaylarda ilk 72 saatin ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Ülkemizde ise son depremlerde askerin sahada varlığının ilk anlarda tam olarak hissedilememiş olması hala tartışma konusudur.
Olası bir doğal afetin ilk dakikalarından itibaren mevcut imkan ve kabiliyetler ile insan gücü açısından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ’nin emir beklemeksizin sahada bulunması kadar doğal bir şey olamaz.
Bu sav; olay mahalli güvenliğinin sağlanması için Türk Jandarma ve Türk Polis teşkilatı için de geçerlidir.
Keza denizde düzeni sağlayacak Türk Sahil Güvenliği için de.
Son zamanlarda meydana gelen depremler sonrası devleti yönetenlerce “Beka Sorunu” içeren açıklamalar yapılmaktadır.
Zaten; “Türkiye Deprem Tehlike Haritası” durumun endişe verici ve ciddiyetini ortaya koymuyor mu?
Doğu Anadolu’da 10 ili etki altına alan deprem sonrası AFAD tarafından hazırlanmakta olan “Afet Planı”mutlaka MGK’ya getirilmelidir.
Çok büyük birikim ve deneyim içeren kurumsal hafızaya sahip TSK’dan istifade edilmelidir.
Gün geçmesin ki, akademisyenler de konuya ilişkin açıklamalarda bulunmasın.
Farklı düşünceler, kamuoyunda tereddüt oluşturmaktadır.
Nihai sorumluluk AFAD ’a verildiğine göre kafa karışıklığının giderilmesinin en önemli yolu geniş katılımlı icra edilecek “Deprem Şûrasıdır.”
Neticede, deprem bir doğa olayıdır ve önüne geçmek mümkün değildir.
Gerekli önlemleri alarak vereceği zararı ve tahribatı azaltabiliriz.
Olması gereken, yapısal problemleri ilim ve fen temelinde çözerek depremi bir risk olmaktan çıkartıp, felaket senaryolarına son vermektir.
Gerçekleştirilmesinin yolu da insanımızın sağ duyusu, sezgisi ile eğitimi ve hukuk yönünde atılması gereken adımlardır.
Yaşayan bilir.
Allah; Fas ve Libya’ya kuvvet ve mücadele azmi versin.
Son sözse; “Hamasetten vazgeçildiğinde ve siyaset dışı radikal önlemler alındığında Türkiye kurtulur.”
Comments